Kayıtlar

Ocak, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

FUZÛLÎ

Asıl adı Mehmed'dir. Doğum yeri olarak kaynaklarda Hille, Kerbelâ ve Necef şehirleri zikredilir. Kendi ifadesi olan "menşe ve mevlidim Irak" (=888) ibaresinin ebcet karşılığı hicrî 888'dir, bu yıl da miladî 1483 yılına tekabül eder. Tasavvuf, felsefe ve matematik ilimlerinde kendini yetiştirdiği gibi tevsir, hadis, kelâm gibi ilimlerde de üzerinde eserler telif edecek seviyede uzmanlaşmıştır. Kanunî'ye beş kaside sunmuştur. Hayâlî Bey ve Taşlıcalı Yahyâ gibi devrin öne çıkan Osmanlı şairleriyle tanışmıştır. Kendisine vakıflardan bağlanacağı vadedilen maaş günlük dokuz akçe ile sınırlı kalınca şair hoşnutsuzluğunu dile getirdiği meşhur Şikâyetnâme'sini yazmıştır. Eserlerini ve şiirlerini Türkçe, Arapça ve Farsça kaleme aldığından olsa gerek, klasik şairlerimiz arasında belki dünyada en çok tanınanı Fuzûlî'dir. İlk bakışta sadeliğine bakılarak kolayca anlaşılabilecek gibi görünen şiirleri derinleştikçe incelen bir sehlimümteni örneği oluşturur. Hissî

BÂKÎ

Hicrî takvimle 933'te (miladî 1526-1527 yıllarına tekabül eder) İstanbul'da doğan Mahmud Abdülbâkî medrese eğitimi görmüştür. İstanbul medrese hayatının cazibesi onu seraç çırağı olmaktan alıkoyar, bu durumda elbette ilme ve sanata verilen değerin de payı vardır. Zâtî'nin dükkanına giderek şiirlerini ona gösterdiği, fikir aldığı söylenir. Kanuni'nin yakın arkadaşı olmuş, ölümü üzerine Sultan Süleyman Han Mersiyesi'ni yazmıştır. Bu mersiyesi bir abide gibidir, tıpkı Süleymaniye Camii gibi. Yakın arkadaşları ile karşılıklı hiciv söylemekten hoşlanır, aleyhinde kasıtlı söylenen şiirlere cevap vermeye tenezzül etmezmiş Yığınla şiir yazmaz, söylediğini mükemmel söylemek ister. Kelimelerini  inci seçer gibi seçmiştir. Rinddir. Yalnız aşkın fermanına boyun eğdiğini söyler. Kaza ve kadere itirazı yoktur. Şiirlerinde derin ve orjinal bir felsefe yoktur. Kendisi öyle çok şairi etkilemiştir ki Bâkî gibi yazmaya gayret eden çok sayıda insan benzer bir üslup oluşturdu, bu